Saturday, February 22, 2014
görülmemiş lifler
Merhabalar sevgili site ziyaretcilerimiz. Bugunku konumuz görülmemiş lifler.
Biraz önce (şu an saat:12.35) sebze bahçemize doğru gittim.Giderken yolda Lif Kabaklarımızdan 2 tanesinin olgunlaştığını fark etmez miyim?
Hemen makasla kestim o ikisini.
Altta soyulmamış hali,üstte ise soyulmuş hali görülmekte.
İçleri de tohum dolu.Mutfak bezimin üzerine yatırdım.Bir kaç gün kuruyacak.
Sonra kullanıma hazır.Faydalarını bilenlere ve sevenlere de vereceğim.Diğerleri de sabunların içine girecekler..Lifli Sabun olmaya..:)
Geçen hafta bunların bulaşık süngeri olarak da kullanıldıklarını öğrendim.
Çok iyi bir fikir bu bence.Makasla kolayca kesilebiliyor.İstediğim büyüklükte keser kullanırım.Doğal Bulaşık Süngeri...
İpeğimizin durumunu sordum şimdi Veterinerimize.Sabah kötüleşti,vucut ısısı çok düştü dedi.Sonra ılık serum ile takviye etmişler.Şimdi fena değil ama çok ümit veremem dedi.Kan tahlilinde Lökosit yüksek çıkmış.Antibiyotik de başlamışlar.
Durumu ile ilgilenip soranlara çok teşekkür ederim.Durum budur..
Hoşçakalın..
Bu yazi ile alakali daha detayli yazi bulabileceginiz kaliteli bir sayfa : görülmemiş liförnekleri
Biraz önce (şu an saat:12.35) sebze bahçemize doğru gittim.Giderken yolda Lif Kabaklarımızdan 2 tanesinin olgunlaştığını fark etmez miyim?
Hemen makasla kestim o ikisini.
Altta soyulmamış hali,üstte ise soyulmuş hali görülmekte.
İçleri de tohum dolu.Mutfak bezimin üzerine yatırdım.Bir kaç gün kuruyacak.
Sonra kullanıma hazır.Faydalarını bilenlere ve sevenlere de vereceğim.Diğerleri de sabunların içine girecekler..Lifli Sabun olmaya..:)
Geçen hafta bunların bulaşık süngeri olarak da kullanıldıklarını öğrendim.
Çok iyi bir fikir bu bence.Makasla kolayca kesilebiliyor.İstediğim büyüklükte keser kullanırım.Doğal Bulaşık Süngeri...
İpeğimizin durumunu sordum şimdi Veterinerimize.Sabah kötüleşti,vucut ısısı çok düştü dedi.Sonra ılık serum ile takviye etmişler.Şimdi fena değil ama çok ümit veremem dedi.Kan tahlilinde Lökosit yüksek çıkmış.Antibiyotik de başlamışlar.
Durumu ile ilgilenip soranlara çok teşekkür ederim.Durum budur..
Hoşçakalın..
Bu yazi ile alakali daha detayli yazi bulabileceginiz kaliteli bir sayfa : görülmemiş liförnekleri
Thursday, February 20, 2014
motiflı bebek battanıyesı örnekleri
Merhaba sevgili site takipçilerimiz. Yogun istek üzerine sizlere bugün motiflı bebek battanıyesı örnekleri makalesini sunmaya karar verdik.
Bugün farklılık yaratıp sizlerele kendi kullandığım bir bebek battaniyesini paylaşayım dedim sadece model paylaşımı değil aynı zamanda bu battaniyemizin yapılışını da anlatacağız bebek battaniyeleri helede el işi göz nuru battaniyeleri çok kullanışlı ve dayanıklı oluyor bebek bekleyen çiflerimiz için çok güzel ve tatlı olan bu battaniyemizin yapılışını anlatmaya başlayalım.Evet sevgili e-dantel takipçilerii ilk önce gerekli mazlzemeleri sayarak bu işe başlaya biliriz battaniyemiz için gerekli malzemeler şunlardır değişik renkte birçok iplik seçebilirsiniz bu seçim işi tamamen sizin zvkinize kalmıştır ve 9 Numara Tığ bu battaniyemizi örmeniz için yeterlidir.
Battaniyemizin yapılışı ilk önce12 Zincir çekerek başlıyoruz içerisine 20 trabzan dolduruyoruz birleştirdiğimiz yerden uzun alt kısıma doğru kısaltarak dolgu yapıyoruz kalp şeklini oluşturmak için tekrardan başladığımız yere geldiğimiz de dönüp devam edeceğiz.Kalp şeklinin üst kısımları uzun alt kısımları ise kısa olmalıdır yoksa kalp şekli ortaya çıkmaz. İpliğimizi değişip başlangıç ta bıraktığımız boşluktan başlıyoruz.boş kısımlarını ve köşeleri uzun tarafları sık iğne örgü stili yaparak örüyoruz. Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum bu modelin anlatımında yani metin olarak anlama zorluğu çekebilirsiniz resime bakarak metni yorumlar iseniz daha iyi anlayacağınıza emin olabilirsiniz.Son sırada farklı renklerde ki ipiliklerle sadece sık iğne örgü stili yaparak gideceğiz ve bitirilecek.Anlatılan biçimde motifler yaparak ve sonradan birbirine ekleyerek battaniyemizin boyutlarını ayarlayıp motifleri birbirine ekledikten sonra battaniyemiz kullanıma hazırdır kolay gelsin mutlu ve sağlıklı günlerde kullanmanız dileğiyle.
Bu konu hakkinda daha fazla bilgi bulabileceginiz degerli bir site : bebek orgu kazaklari
Battaniyemizin yapılışı ilk önce12 Zincir çekerek başlıyoruz içerisine 20 trabzan dolduruyoruz birleştirdiğimiz yerden uzun alt kısıma doğru kısaltarak dolgu yapıyoruz kalp şeklini oluşturmak için tekrardan başladığımız yere geldiğimiz de dönüp devam edeceğiz.Kalp şeklinin üst kısımları uzun alt kısımları ise kısa olmalıdır yoksa kalp şekli ortaya çıkmaz. İpliğimizi değişip başlangıç ta bıraktığımız boşluktan başlıyoruz.boş kısımlarını ve köşeleri uzun tarafları sık iğne örgü stili yaparak örüyoruz. Burada bir uyarıda bulunmak istiyorum bu modelin anlatımında yani metin olarak anlama zorluğu çekebilirsiniz resime bakarak metni yorumlar iseniz daha iyi anlayacağınıza emin olabilirsiniz.Son sırada farklı renklerde ki ipiliklerle sadece sık iğne örgü stili yaparak gideceğiz ve bitirilecek.Anlatılan biçimde motifler yaparak ve sonradan birbirine ekleyerek battaniyemizin boyutlarını ayarlayıp motifleri birbirine ekledikten sonra battaniyemiz kullanıma hazırdır kolay gelsin mutlu ve sağlıklı günlerde kullanmanız dileğiyle.
Bu konu hakkinda daha fazla bilgi bulabileceginiz degerli bir site : bebek orgu kazaklari
Monday, February 17, 2014
Özlem-Emre çiftinin nikah şekerleri ve şeker sepeti
Ömür boyu mutluluklar diliyoruz.
sepet fiyatı: 30.00 TL
kayıkta gelin damat nikah şekeri
kod no: 009
fiyatı: 1.90 TL
İletişim: writingwoman17@gmail.com
(10.00 - 19.00 arası) 0 286 5663969 - 0 542.2451485
Saturday, February 15, 2014
düğün için şal modelleri
Selam sevgili web sitesi okurlarimiz. Simdiki yazimiz düğün için şal modelleri.
Serin yaz akşamlarını kurtarıcısıdır bu Yazlık şal modelleri. Beyaz rengin ağırlıkta olduğu şallarda örgüler ve farklı modeller önemlidir. Akşam gezmelerini gittiğimizde hemen bir esinti olduğunda çantamızdan çıkaracağımız ve omuzlarımıza atabileceğimiz şallar gereklidir. Farklı alanlarda kullanabileceğimiz modelleri keşfederek renk katabiliriz. Örneğin günlük giysilerimiz ile uyumlu olanlar başkadır. Düğüne giderken yanımıza alacaklarımız başkadır. Düğün modelleri simli taşlı allı pulludur. Günlük tercihlerimi daha spor modellerdir. Değişik örnekleri sizler için hazırladık. Sunduklarımıza bakmanızda yarar vardır. Yazın daha ince terletmeyen iplikleri kullanmanızda fayda var. Kışlık modellerde ise iplik değişikliği ile daha sıcak kalmanızı sağlayabilirsiniz. Aynı örneğin hem kışlığını hem de yazlığını hazırlayabilirsiniz hanımlar. Üstelik çok da güzel hediyelik olur.
Uçlarında püskülleri olan bu geniş omuzlarınıza atabileceğiniz model ile serin havalarda rahat edeceksiniz. Beyaz renk kullanılmasına rağmen siz renk değişikliği yapabilirsiniz. Giysileriniz ile uyumlu hale getirebilirsiniz. Aklınızda bulunsun bu her giysi ile giyilebilir.
Kısa ve dar, atkı modelinde. İnce ipliklerden hazırlanmış. Oldukça şık olmuş Dantel gibi işlenmiş. Hafif. Pratik. Çantanızda yer etmez, elinizde ağırlık yapmaz. Kullanışlı olduğunu düşünüyorum. Serin havalarda daha az etki etse de görseli güzel.
Krem renkli bu şalı sanırım denemeye çalışacağım. Delikli işlemeleri ile harika görünüyor. Uzun olması iyice bedeninizi sarmasını sağlıyor. Omuzlarınızdan belinize kadar geliyor. Elbise modelleri ile güzelliğinize güzellik katacaktır. Şık olmak adına şal modellerinden vazgeçmeyin. Hem şık olun hem üşümeyin.
Bu püsküllü model ile giysilerinizde farklılık oluşturmanız çok kolay olacak. Yazlık olduğu kadar kışlık da olabilir. Alın renkli ipliklerden olması çok da güzel olur. Örneğin bordo renkli olursa sanırım modayı da yakalayabilirsiniz. Çizmeleriniz ile uyumlu da olabilir.
Daha az püsküllü olan bu şal, kare desenlerin birleşmesinden oluşmuş. Dediğim gibi renk seçenekleri sizlere ait. İlk örneklerden çok daha fazla uzun. Vücudunuzu oldukça korur. Arkadan uzun olan bu modeli boynunuza sararak kullanabilirsiniz.
Sanki makrome ipinden hazırlanmış gibi. Daha kalın iplerden oluşmuş fakat terletmiyor. Aralarda boşlukları da var. Kar kare şekillenmiş omuzlarınızı şenlendirmiş. Serin tutma özelliği ile iyi olacağını düşünüyorum.
Pembe olan bu şal modeli ise ayrı bir zariflikte gözümüze çarpıyor. Örümcek desenli olan model değişik örneği ile ilgi çekiyor. Minik şekilli karışık hali ile gözede hoş görünüyor. Eeee sonuçta iyi görünmek isteriz.
İşte bu lila modele bayıldım diyebilirim. Şal örneklerinde klasikleşmek yerine biraz değişiklik arayanlardansanız lila ve krem renklerinden oluşan bu seçenek hiç de fena değil gibi. İki ton kullanılması iyi fikir olmuş.
Pembeler çok güzel değil mi hanımlar. Zaten sevdiğimiz bir renk olan -ki sevmeyen de vardır- pembe desenler ile bir karışım halini almış. Keyifle giyebileceğim bir desen ya da örnek diyebilirim. Üç farklı tonda isteyenlere özel. Dilerseniz başka bir ton seçebilirsiniz.
Siyahtan vazgeçemeyenler için bu tavsiyemin iyi olacağını düşünüyorum. Bol desenli örnekli bir şal. Yazlık şal modelleri arasından bunu da gönül rahatlığı ile tercih edebilirsiniz. Seveceksiniz diye düşünüyorum. Düğün ya da davetlerde nişan ya da özel organizasyonlarda kullanılabilir.
Gri simli büyük desenli çeşitlerden isteyenlere özel. Işıl ışıl giyin diye. Örün ve rahat edin serin havalarda. Özel günlerde de giyilebilir. İş size kalmış hanımlar. İstediğinizi örün ve giyin.
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaşın :
Ziyaret etmenizi onerdigimiz diger makale : örnekler
Serin yaz akşamlarını kurtarıcısıdır bu Yazlık şal modelleri. Beyaz rengin ağırlıkta olduğu şallarda örgüler ve farklı modeller önemlidir. Akşam gezmelerini gittiğimizde hemen bir esinti olduğunda çantamızdan çıkaracağımız ve omuzlarımıza atabileceğimiz şallar gereklidir. Farklı alanlarda kullanabileceğimiz modelleri keşfederek renk katabiliriz. Örneğin günlük giysilerimiz ile uyumlu olanlar başkadır. Düğüne giderken yanımıza alacaklarımız başkadır. Düğün modelleri simli taşlı allı pulludur. Günlük tercihlerimi daha spor modellerdir. Değişik örnekleri sizler için hazırladık. Sunduklarımıza bakmanızda yarar vardır. Yazın daha ince terletmeyen iplikleri kullanmanızda fayda var. Kışlık modellerde ise iplik değişikliği ile daha sıcak kalmanızı sağlayabilirsiniz. Aynı örneğin hem kışlığını hem de yazlığını hazırlayabilirsiniz hanımlar. Üstelik çok da güzel hediyelik olur.
Bu Konuyu Sosyal Medyada Paylaşın :
Ziyaret etmenizi onerdigimiz diger makale : örnekler
Friday, February 14, 2014
GARNİTÜRLÜ TUZLU KEK
GARNİTÜRLÜ TUZLU KEK
3 adet yumurta,
Yarım su bardağı süt,
Yarım su bardağı yoğurt,
Bir küçük şişe suyu dökülmüş garnitür(460gr),
1 su bardağından az sıvıyağ,
1 adet kırmızı etli biber,
1 su bardağına yakın yağlı beyaz peynir,
Taze nane,maydanoz,
1 paket kabartma tozu,
Tuz,az karabiber,kimyon
2 su bardağından biraz fazla un
Hazırlaması çok zevkli,yemesi hoş,renkli oluşu da iştah açıcı olan kekimizi hazırlamak için;
Yumurtayı,süt ve yoğurdu daha sonrada sıvıyağı ilave ederek çırpttım,kırmızı biberi küçük doğrayıp karışıma ilave ettim,garnitürü,peyniri,ince kıyılmış maydanoz ve naneyi,tuz,kabartma tozu ve unu ilave edip kek kalıbına döktüm,180 derecede pişirdim işte bu kadar!Fırından çıkan mis kokulu kekimizi dilimleyip çayla birlikte yedik.
Wednesday, February 12, 2014
Pulut Kuning Hantaran 3 Tingkat - Stacked
Pulut Kuning Hantaran 3 Tingkat - Stacked untuk majlis perkahwinan..TQVM Nadia Azuan :D
Pulut Kuning 3 Tingkat bercantum bentuk bunga dengan dekorasi moden, di hias dengan bunga gumpaste biru..
Nazar etme ne olur küfret senin de olur
Gırgır’ın efsane tiplemesi vardı, Utanmaz Adam, şerefsizin önde gideniydi, adı Şeref’ti... Okumaya doyamazdık.
Nazar etme ne olur küfret senin de olur
*
Bi ara Dallas modaydı, Ceyar, karaktersiz karakter, haysiyetsizliğin bini bi para... Anında salgın gibi yayıldı, memlekette nerdeyse bütün
tabelalar değişti, Dallas kafe, Dallas kuaför, Dallas market peyda oldu, Dallas eczanesi bile vardı.
*
Mükremin Çıtır, Tirbuşon, baltaya sap olamamış işsiz güçsüz serseriler, hatta yumurta topuk maganda, izlenme rekoru kırdılar.
*
Sayın ahalimizden en çok esemes alan, gelin oldu, damadı uyuşturucu komasından ölü buldular, tabuta Türk bayrağı sardılar, kaynana
Semra’yı şehit anası ilan ettiler, televizyonlarımız cenaze namazından 80 saat filan canlı yayın yaptı. Hiç unutmam, o sırada atv
Haber’i yönetiyordum, beş bin dolar vereyim tabutun önüne kamera takayım dedim, prensipte anlaştık, parada anlaşamadık.
*
O kadar şarkı yarışması yapıldı, en çok kim sevildi? Cinayetten sabıkalı olan ve esrarla yakalanan Bayhan.
*
Polat Alemdar, bildiğin çete reisi; tetikçisi Memati’yle birlikte üniversitede konferans verdiler, salon inim inim inledi, Türkiye sizinle gurur
duyuyor... Kurtlar Vadisi çocuklara kötü örnek oluyor diye ceza kesen RTÜK Başkanı Zahid Akman desen, çocuklara çok iyi örnek oldu,
Keriz Feneri’nden tutuklandı.
*
Binbir Gece, Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü, Öyle Bir Geçer Zaman ki, hatta Muhteşem Yüzyıl, herkesin birbirini düdüklediği, belden
aşağı mevzuları en çok tartışılan dizi, en çok reyting alan dizidir. Fatmagül’e tecavüz et, ister Hülya Avşar olsun, ister Beren Saat,
fark etmez, ekrana yapışacağımız garanti.
*
Recep İvedik.
Öküzün önde gideni.
Gişe rekortmeni.
*
Türlü yalanlarla her kıstırdığını yatağa atan, sonra araziye uyan değil miydi Issız Adam? Ağlamaktan gözlerimiz şişmedi mi bu zavallı
çocuğun dramına?
*
Savcıyız polisiz diye herkese telefon açıp, dolandırıyorlar, insanlara bankadan parasını çektiriyorlar... Cem Yılmaz banka reklamı
yapıyor, dolandırıcı olarak.
*
Bu millet... Tabanca sesi duyduğu zaman, saklanacağına, balkona pencereye koşup nereden ateş edildiğini görmeye çalışan,
dünyadaki tek millettir. Kavgayı merak eder. Efendi gibi spor programı yap, kimse suratına bakmaz, pislik yap, küfret, herkes
büyülenmiş gibi nefes almadan seyreder. Taraftarın en sevdiği teknik direktör, ağzı en bozuk olan, hakemlerle en çok hır çıkaran, sağı
solu tekmeleyen, futbolcularını aşağılayan teknik direktördür. Centilmen teknik direktör sevilmez, pısırık bulunur. Sporcularla alakalı
belgesel çek, kimse seyretmez, Nouma sahanın ortasında tombala çekti, televizyon yıldızı oldu.
*
Türkiye’de örnek tavırlar sergileyen bir insanın örnek alındığını asla göremezsiniz. Doğru, küçümsenir. Yanlış, onore edilir.
*
İstanbul Esenler’de randevuevi basıldı, kadın tüccarı mama’nın, bi kaç sene evvel kimsesiz kızlara yardımlarından ötürü “yılın annesi”
seçildiği ortaya çıktı iyi mi!
*
Dünya beyefendisi rahmetli Erdal İnönü’ye mesela, uzaylı E.T. lakabı takılmıştı, nezaketiyle alay edilirdi. Ananı da al git, bahtsız bedevi
diyene, karizmatik diyorlar.
*
Bakın... Bir internet sitesi, yılın valisi’ni seçmek üzere anket yapıyor. Adana Valisi ilk 10’da bile değildi. Vatandaşa “gavat” dedi.
Patladı. Şu anda en yakın rakibinden 20 misli fazla oy almış vaziyette... Sayın ahalimiz gavatçıyı yılın valisi yapmak için çırpınıyor.
Bütün valileri topluyorsun, bi gavatçı kadar etmiyor.
*
O nedenle, TBMM çatısı altında milletin vekillerine, senin a..ına koyarım, o...spu çocuğu, senin ananı s...rim, senin kıçını s...rim diyen
AKP’li arkadaş, derhal cumhurbaşkanı adayı yapılmalıdır, cumhurun yedi sülalesine dümdüz gitmesi için Çankaya’ya oturtulmalıdır.
*
Ya da şöyle sorayım... Cezaevi karmasıyla TBMM arasında bilgi-kültür yarışması düzenlense, sizce hangisi kazanır? Hapislere tıktığımız
profesörler, kurmay subaylar, gazeteciler, pırıl pırıl üniversite öğrencileri mi? Yoksa bunlar mı?
Monday, February 10, 2014
malu sungguh!
Malu bila ingat balik insident ni.
Nak trgelak pun ada.
Malu dan masa tu rasa bodoh sangat.
Tapi,
Tadi kawan saya cerita pengalaman dia hampir serupa.
Rupanya bukan saya sorang pernah memalukan diri sendiri begitu.
Nak tau?
Ni kisah nya
Saya keluar dari shopping mall bimbit barang kiri kanan
.Kaki cepat jer ke kereta, letak barang atas bonet dulu.
Jari seluk hbeg cari kunci.
Masaalahnya bila dah jumpa kunci, tak boleh pulak nak bukak pintu kereta,
Semacam kunci tu tak betul.
Kenapa pulak ni, cari pasal sungguh kunci ni.
Cermin kereta tinted tapi saya tiba2 perasan ada orang duduk di seat pemandu,
Haah! Sapa ni? Orang jahat? Nak curi kereta?
Bukaaaaaaaannnnnnnn......!
Tu lah pemandu kereta tu.
Entah laki siapa yg sedang tunggu isteri shopping kot.
Alamak, sah saya silap kereta lah ni,
Menggong tul lh saya nih.
Menggong menggong menggongggggg
Rasa merah muka jam tu jugak,
Maka cepat2 saya angkut barang saya dari atas bonet kereta tu.
Berlalu tanpa kata.
Malu tebal melekat di muka.
Malunya akuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuu....!
Tapi tak se malu kawan saya lagi.
Masa dia ceritakan pengalaman malu nya tadi,
Saya ketawa nak pecah perut.
Kawan saya ni keluar dari bank menuju ke kereta .
Masa masuk bank tadi, suami dia tunggu dlm kereta di depan bank.
Kawan saya tgok ada lekuk di sisi kereta seperti kesan tergesel.
Kebetulan lengan baju ropol2, dia cuba hapuskan kesan gesel tu guna lengan baju lah.
Kesat, tak hilang jugak.
Kesat lagi.
Tak kuasa nk kesat dia bukak pintu kereta sambil bebel..
"Awak pergi sondol punggung kete siapa pulak tadi...?"
Maka terpingga pingga lah si pemandu.
PONNN....bunyi hon.
Kereta belakamg yg kebetulan serupa cepat2 hon.
Mana tak hon, isteri naik kereta orang lain.
Dah la kesat kereta org dgn percuma.
Siap nak mula sessi membebel kat laki org lagi.
Aduuuh, tu pasal saya ketawa besar bila dgr cerita kawan saya ni,
Sekurang kurang nya, malu saya secubit jer,
Malu dia sebaldi!
Thursday, February 6, 2014
ALOFT BURSA'DAN ''MÜZİKLİ ANLAR''
Aloft Bursa, ''Müzikli Anlar'' yarışması ile müzik severleri Londra'ya göndermeye hazırlanıyor. 4 hafta facebook üzerinden sürecek yarışmada, müzikle ilgili her hafta Multitap'ın kendisinin duyuracağı farklı bir hashtag'e katılan ve fotoğraf ve mesajlarıyla müziğin ruhunu en iyi yansıtan bir kullanıcı, sevdiği bir kişi ile birlikte 4 gece Aloft Bursa'da konaklama ve Multitap imzalı CD kazanacak.
Dünya çapında bir çok farklı ülkede otelleri bulunan ve Türkiye'de ilk otelini Bursa'da açan Aloft, "Müzikli Anlar" yarışması ile misafirlerine ayrıcalıklar dünyasının kapılarını açıyor. 25 Kasım - 20 Aralık 2013 tarihleri arasında düzenlenecek, tanıtımlarını ve jüriliğini Multitap'ın yapacağı yarışmaya: her hafta Aloft Bursa'nın sosyal medya sayfasını takip eden ve Multitap'ın duyuracağı haftanın hashtag'i ile en havalı resimlerinizi paylaşarak katılabilir, uçak biletleri dahil Aloft London'da 4 gece konaklama kazanabilirsiniz.
Monday, February 3, 2014
Beynimiz ve Biz -21 (Beyin Yargılanıyor / Charles Whitman)
Beyin bilimindeki gelişmeler, birçok suçun arkasındaki iradeyi sorgulamaya başladı. İleri gelen nörobilimciler (sinirbilimciler), artık, suç ve ceza sisteminin nasıl olması gerektiğini irdelemeye, kanun ve düzen konusunda, ortaya yeni fikirler atmaya başladılar.
1966 yılı, Ağustos ayının puslu ilk gününde, Charles Whitman, Austin’deki Teksas Üniversitesi’nin kulesine çıkmak üzere asansöre bindi. 25 yaşındaki genç, beraberinde getirdiği içi silah ve cephane dolu hırdavat çantasını sürükleyerek, kulenin gözetleme bölümüne çıktı. Tepeye vardığında, oradaki görevliyi tüfeğinin dipçiğiyle öldürdü. Kuleyi gezmeye gelen iki turist ailesine, merdiven boşluğundan ateş açtı. Sonra, hiçbir ayrım gözetmeden, aşağıya, gelip geçene ateş etmeye başladı. Vurduğu ilk kadın hamileydi. Whitman, yardımcı olmak üzere kadının yanına gelip diz çöken erkek arkadaşını da vurdu. Yoldan geçen yayaları ve yaralılara yardım için gelen ambulans sürücüsünü de vurdu.
Whitman, bir gün öncesinin sabahında daktilosunun başına oturmuş ve bir intihar notunu kaleme almıştı.
“Şu sıralar, kendimi gerçekten anlamıyorum. Ortalama bir insan gibi, aklı başında, zeki bir kişi olarak biliniyorum. Ancak, son zamanlarda (ne zaman başladığını hatırlamadığım) sıra dışı ve akılcı olmayan düşüncelerin kurbanı oldum."
Polis, vurup öldürünceye kadar geçen zamanda, Whitman 13 kişiyi öldürmüş, 32 kişiden fazlasını da yaralamıştı.
Olay, ertesi günün manşetlerine büyük yankılarla düştü. Polis, araştırma yapmak için Whitman’ın evine gittiğinde, olay daha da garip bir hal almıştı. Olay gününün sabahı, erken saatlerde, annesini ve uykudayken karısını bıçaklayarak öldürdüğü anlaşıldı. Whitman'ın notu şöyle devam ediyordu:
“Çok düşündükten sonra, bu gece, karım Kathy’i öldürmeye karar verdim. Onu, benim kıymetlimi çok seviyorum. Bana çok iyi bir eş oldu. Birçok erkeğin düşleyip de sahip olmak istediği bir kadın. Bütün bunları yapmam için akılcı bir neden bulamıyorum…”
Cinayetlerin şoku yaşanırken, sıradan bir kişi olarak, Whitman’ın sapkın hareketlerine karşılık, aksi yönde gizli ve sürpriz olarak değerlendirilecek bilgilerine erişildi.
Whitman, geçmiş dönemde izcilik yapmış, denizci olmuş, Teksas Üniversitesi’nde mimarlık okumuş, kısa süre bir bankada memur olarak çalışmış, Austin Çocuk İzci Oymağında, gönüllü oymak beyi olarak görev almıştı. Çocukken, Stanford Binet Zekâ Testinden 138 puan alarak derecelendirmede ilk sıralara yerleşmişti.
Üniversitenin kulesindeki bu olayın ardından, herkes bir cevap aramaya başladı. Zaten Witman da merak etmiş ve intihar notunda kendisine otopsi yapılmasını, beyninde bir şeylerin değişip değişmediğinin bilinmesini istemişti. Çünkü o öyle düşünüyordu.
Günlüğüne şöyle bir not düşmüştü.
“Bir defasında, bir doktorla iki saat kadar konuşmuş, korkularımı ona taşımış, hissettiğim suç dürtülerime mağlup olduğumu söylemiştim. Bir seferlik görüşmeden sonra, doktoru bir daha hiç görmedim, böylece kendimle savaşımda yalnız ve sonuçsuz kaldım.”
Whitman, geride bıraktığı notunu önce daktilo ile yazmaya başlamış, annesini ve eşini öldürdükten sonra elle yazarak devam etmeye karar vermişti. Bir ara, komşuları Larry ve Eilen Fuess’lerin kapıyı çalması ile kapıya çıkan Whitman, komşularını her zamankinden daha sakin ama mutlu bir şekilde karşılamıştı.
Whitman’ın cesedi morga götürüldü. Kafatası, kemik testeresi ile kesilerek açıldı, beyni bir uzman tarafından çıkarıldı. Görüldü ki, Whitman’ın beyninde bir büyük bozuk para kadar tümör vardı. Glioblastoma adı verilen tümör, beynin aşağısında bulunan talamusa ve onun yakınındaki hipotalamus ve daha da önemlisi, bir başka yapı olan amigdalaya baskı yapmaktaydı. Amigdala, duygusal düzenleme mekanizmamızda, özellikle korku ve saldırganlığımızı düzenleyen bir yapıdır.
1800’lerin sonuna doğru, araştırmacılar, amigdalanın zarar görmesi durumunda kişinin sosyal ilişkilerinin bozulduğunu keşfettiler. 1930’lara gelindiğinde ise, Heinrich Klüver ve Paul Bucy maymunların beyninde amigdalaya zarar verdiklerinde, korkusuzluk, duygusal körelme, aşırı tepki verme gibi bir grup semptomun ortaya çıktığını gösterdiler. Amigdalasına zarar verilmiş dişi maymunların, kendi çocuklarına karşı ilgisiz kaldıkları hatta zarar verdikleri görülmüştü. İnsanlarda da durum farklı değildi. Amigdalada bir faaliyet başladığında bu durum yüzlerimizden belli olmakta, korku hali belirmekte veya sosyal fobilerimiz ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan, Whitman, kendisinde gördüğü bu davranış değişikliğinin nedeni konusunda yanılmamıştı.
Whitman ve benzerlerinin hikâyeleri sıra dışı hikâyeler değildir: Beyin yaralanmalarına bağlı suç durumları artarak ortaya çıkmaktadır. Beynimizi daha iyi anlayacak teknolojilerimiz geliştikçe, birçok problemi ortaya çıkartma ve beynin sapkın davranışımızı anlama şansımız da artmaktadır.
BİRAZ DÜŞÜNELİM
Whitman’ın beyninde bir tümör olduğu anlaşıldığında, cinayetleri, kendinden geçmiş bir şekilde (elinde olmadan) işlediğine dair duygularınızda bir değişiklik oldu mu?
O günkü olaylarda, Whitman hayatta kalmış olsaydı, beyninde bir tümör olduğunu bildiğiniz durum ile bilmediğiniz durum arasında, sizin, Whitman’a vereceğiniz ceza arasında bir fark olur muydu?
Bu olayda, tümörün ortaya çıkışı, Whitman’ı, size göre ne derecede suçlu yapardı?
Böyle bir durumda, bir şanssızlık eseri, tümör sizde gelişmiş olsaydı, davranışlarınızı kontrol edemeseydiniz ne yapardınız?
Diğer taraftan, böyle bir tümörü olan birisiyle anlaşma yapmak ve işlediği suça rağmen serbest bırakmak tehlikeli olur muydu ve böyle bir durumda tümörü bahane ederek suçundan sıyrılır mıydı?
İnsan beynini daha iyi anladıkça, jüriler de, bu türden soruları kendilerine sormaya başlayacaklardır.
Bugün için bir suçlu, hâkim karşısına çıktığında, hukuk sistemi suçlu olup olmadığını bilmek ister. Suçlu mudur yoksa onun (suçlunun) biyolojisinin bir suçu mudur? Sanırım, böyle bir soru yanlış olacaktır.
Yaptığımız seçimlerimiz, ayrılmaz bir biçimde nöral devrelerimize bağlıdır. Bunun daha başka ve anlamlı bir yolu yoktur. Bizler daima yeni şeyler öğreniriz ve bunun sonucu olarak da sorumlu olma kavramımızın basit görünümü, daha karmaşık hale gelir ve giderek hukuk temellerimiz bizi zorlamaya başlar.
Sonuç olarak, sokaklardaki suçu azaltabilmek için belli kalıplara göre değil, duruma göre ceza vermeye yönelik rehabilitasyon fırsatlarını, doğru davranışlar için daha iyi dürtü yapısını ve bilim tarafından donatılmış daha gerçekçi bir hukuk sistemini inşa edebiliriz.
Bugün için, sinirbilimdeki yeni keşifler, kanun ve düzen için daha etkin, insani ve esnek yeni fikirler oluşturmaktadır. Modern beyin bilimi kendisini açığa çıkardıkça, şu ana kadar öğrendiklerimizi dikkate aldığımızda, bu bilgilerimizin mevcut hukuk düzenine nasıl uyarlanacağı, zor bir konu olarak görünmektedir. Ancak bu zorluğa rağmen, bilimin katkısıyla ferdin işlediği suç ve içinde bulunduğu duruma göre, rehabilitasyon ve buna bağlı olarak hüküm verme konusunda daha uygun davranmış olacağız.
Bazı kişiler, bilimin böyle bir konudaki yaklaşımının ne derece doğru ve tarafsız olabileceği konusundaki şüphesini belirtebilirler. Ancak ondan önce sorulacak soru, insanlık ve yardımseverliğin, bu konu içinde yer alıp almayacağıdır.
Sinirbilim, giderek bu tür sorulara dokunmakta, gerek felsefecilerin gerekse psikologların alanına girerek hangi kararların daha doğru ve özgür olduğu konusunda sorular sormaktadır. Sonuç olarak sinirbilim, geleceğin daha geçerli bir hukuk düzeni için teoriler yaratacak böylece biyolojimiz konusunda daha fazla bilgilendirilmiş bir hukuk biliminin ortaya konmasını sağlamış olacaktır.
O güne ait görüntüleri aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.
Evet, yazımızın sonuna geldik. Şimdi soralım. Siz bir karar verdiniz mi? Verdiğiniz karar her ne ise, bizler duymayacağız. Önemli olan, sizin aldığınız bu kararın, gerek jüri üyelerinden biri olarak, sizin tarafınızdan Whitman’a gerekse Whitman’ın yerinde bir kişi olduğunuzda, aynı kararın hiç değiştirmeden size uygulandığında, her iki durumda da kararın evrensel bir adalete hizmet ediyor olduğuna inanıyor olmanızdır.
Peki, “adalet” nedir? Atalarımızdan bize miras kalan ve daha doğmadan genlerimiz vasıtasıyla beynimize kazınmış nörolojik taslak bir şemanın, eşitlik ve suça uygun cezayı arayış adına, kültürler vasıtasıyla değişerek işlenmiş ve yine değişerek işlenmeye nihayeti olmadan devam edecek bir anlayış, bir düşünce bir davranış şekli olabilir mi? Ne dersiniz?
Bu arada, makalesinden çeviri için yararlandığımız yazar hakkında da bir şeyler söylemek gerekir
David Eagleman
Çeviri, derleme, resim ve belgeler için kullanılan kaynaklar:
http://www.theatlantic.com/magazine/archive/2011/07/the-brain-on-trial/308520/
http://en.wikipedia.org/wiki/David_Eagleman
http://en.wikipedia.org/wiki/Charles_Whitman
http://alt.cimedia.com/statesman/specialreports/whitman/letter1230.pdf
http://alt.cimedia.com/statesman/specialreports/whitman/letter.pdf
Subscribe to:
Posts (Atom)